2. GÜN: VARNA (BULGARİSTAN) – BÜKREŞ (ROMANYA)
24 Mart Pazar sabahı kahvaltımızı kaldığımız evde kendi imkanlarımızla
yapıp, 10:30’da Varna’yı gezmek
üzere dışarı çıktık.
Bulgaristan’ın en büyük ikinci şehri ve Karadeniz
kıyısında bir liman kenti olan Varna’nın nüfusu yaklaşık 470,000 ve bu nüfusun
80.000 kadarını Türkler oluşturuyor.
Varna |
Bulgaristan’da gezdiğimiz tüm şehirlerde, insanların
sakin ve huzurlu halleri dikkatimizi çekti. Kalabalık yerlerde bile gürültü
olmuyor, kimse yüksek sesle konuşmuyor, bağırmıyor.
Bu şehirde de çok geniş yeşil alanlar, harika parklar
var. Bunların en büyüğü ve en eskisi olan Primorski
Parkı, Karadeniz kıyısında yemyeşil bir alan. Son derece bakımlı olan
parkta, heykeller, anıtlar, çim alanlar, yürüyüş yolları, ağaç koruları var.
Primorski Parkı |
Primorski Parkı’nda, çalmaya başlayan müzikle birlikte, her
yaştan onlarca kişinin elele tutuşup (bizim halaylara benzer biçimde) dans ettiği
videoyu izlemek isterseniz linki burada:
Cyril And Methodius Meydanında bulunan ve şehrin
simgelerinden biri olan Dormition of the
Mother of God Katedrali, Varna’nın en büyük, Bulgaristan’ın ise ikinci en
büyük katedrali. 19. yüzyılda inşa edilen katedral renkli mimarisi ve 1.5 ton
ağırlığındaki çanı ile dikkat çekiyor.
Dormition of the Mother of God Katedrali |
Bir yaya yolundan Bağımsızlık Meydanı’na çıkılıyor.
Bağımsızlık Meydanı |
Meydanda bulunan opera binası, Opera Evi ve Filarmoni
Derneği birleşme tarafından 1999 yılında kurulmuş. Çok güzel bir bina…
Opera binası |
7000 metrekarelik bir açık alan içinde bulunan Roma Hamamında (Roman Baths) M.S. 2.-3.
yüzyıllara ait kalıntıları görmek mümkün. Giriş ücreti 5 leva. Gittiğimizde
kapalı olduğu için, sadece etrafını dolaşarak demir parmaklıkların ardından bakabildik.
Roma Hamamı |
Roma Hamamı’nın çevresini dolaştıktan sonra, yakınlarda
bir pizzacıdan birer dilim pizza alarak açlığımızı bastırdık ve 16:00’da
Bükreş’e doğru yola çıktık.
Bulgaristan’ın Rusçuk (Ruse) şehri üzerinden Romanya’ya
giriş yaptık. Bulgar ve Rumen gümrük görevlileri aynı barakada yanyana
oturuyorlar ve bizimle Türkçe konuştular. İki ülke arasındaki köprüden geçmek
için 4 leva ödedik.
Saat 20:00 sularında Bükreş’e ulaştık. Navigasyon yine
sorun çıkardığı için uzunca bir süre, kalacağımız evin yerini bulmaya çalıştık.
Adresi bulmak için yardım istediğimiz kişilerin hiçbiri İngilizce konuşmadı ve
bize kendi dillerinde yol tarifi yaptılar. Saat 22:00’de eve ulaştık. Evden
ziyade barakaya benzer görünümüyle, bizi hayal kırıklığına uğratan Amalia
Apartment’a girdiğimiz an, hayalkırıklığı yerini rahatlamaya bıraktı. İçerisi
oldukça hoş bir şekilde dizayn edilmiş, iki oda, banyo ve küçük bir mutfaktan
oluşan sevimli, temiz bir daire.
Bu saatte restoranlar kapalı olduğundan, bir McDonalds
bulduk ve karnımızı doyurduk.
3.Gün: Bükreş, Braşov, Sibiu - https://okumamevsimi.blogspot.com/2019/06/ucuncu-gun.html
3.Gün: Bükreş, Braşov, Sibiu - https://okumamevsimi.blogspot.com/2019/06/ucuncu-gun.html
Yorumlar
Yorum Gönder