8. GÜN: SELANİK (YUNANİSTAN)
30 Mart sabahı 09:30’da Selanik’e doğru yola çıktık. Üç
saatlik yolculuğumuz boyunca dört noktada toplam 6 euro tutarında otoyol ücreti
ödedik. Dört şeritli ve virajlı bir otoyoldan ilerleyerek Yunanistan sınırına
ulaştık. Gümrükte epey kuyruk olması nedeniyle bir saate yakın bekledikten
sonra, pasaport kontrolü yapıldı ve yolumuza devam ettik.
Saatler bir saat ileri alındığından, 14:30’da Selanik’e
ulaştık. Park yeri bulmakta epey sorun yaşadık, caddelerin iki yanına arabalar
park etmişti. Epey turladıktan sonra ara sokaklardan birine park edip,
yürüyerek dolaşmaya başladık.
M.Ö. 316’da kurulan ve Büyük İskender’in kız kardeşi
Thessalonike’nin adını alan şehir, Yunanistan'ın ikinci büyük kenti ve nüfusu
1.1 milyon.
Çok güzel ve çok etkileyici bir şehir olmamasına rağmen, Selanik
şehrinde bir sıcaklık, yakınlık hissettim; kanım kaynadı diyebilirim.
İlk durağımız Atatürk
Evi oldu. Mustafa Kemal Atatürk'ün 1881 yılında dünyaya geldiği ve 1888
yılına kadar yaşadığı yer olan ev, günümüzde müze olarak kullanılıyor. Bitişiğinde
Türk Konsolosluğu var.
Atatürk Evi |
Selanik Belediyesi, 1937 yılında evi satın alarak Mustafa
Kemal Paşa’ya hediye etmiş. Ev, bodrumu ile birlikte üç katlı ve bir avlu
içerisinde. Giriş katında evin geçmişteki halini gösteren bir maket var. Üst
katında da Atatürk’ün balmumundan bir heykeli bulunuyor. Odaların
duvarlarındaki camekanların içinde, Atatürk'ün kullandığı giysiler, kişisel
eşyaları, fotoğrafları ve bazı okul belgeleri var.
Atatürk Evi |
Atatürk Evi’ni gezdikten sonra yürüyüşümüze devam ettik. Şehrin
koruyucusu Aziz Dimitri’ye adanmış olan Bizanslılardan kalma Aya Dimitri Kilisesi’nin önünden geçtik
ama içini gezmedik. Yapı, 1988 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınmış.
Aya Dimitri Kilisesi |
Yolumuzun üzerinde Rotunda
Kilisesi var. 4. yy.dan kalma bir yapı olan Rotunda Kilisesi, Osmanlılar
zamanında yanına bir minare dikilerek cami olarak kullanılmış ve günümüzde
müzeye dönüştürülmüş.
Rotunda Kilisesi |
Aya Sofya Kilisesi 7. yy.da İstanbul’daki Ayasofya örnek
alınarak yapılmış. Osmanlı döneminde cami olarak kullanılmış, sonra tekrar
kiliseye çevrilmiş. 1988 yılından bu yana UNESCO Dünya Mirası listesinde.
Aya Sofya Kilisesi |
İlginç binalarıyla ilgimizi çeken Aristotelous Meydanı’ndan geçip, İzmir’in Kordon’una benzeyen
Selanik sahiline ulaştık. Sahil boyunca biraz yürüyünce karşımıza Selanik’in
simgesi olan Beyaz Kule çıktı.
Beyaz Kule |
Geçmişte kale ve zindan olarak kullanılan Beyaz Kule, Sultan II. Mahmut zamanında
bir Yeniçeri katliamına sahne olmuş ve Kan Kulesi olarak anılmaya başlanmış.
Şehir Yunanlıların eline geçince beyaza boyanarak sembolik olarak kötü ününden
arındırılmak istenmiş.
Artık evimize dönme vakti geldi. Saat 19:00’da
Selanik’den yola çıktık. Otoyolda dört noktada toplam 8.40 euro ödeme yaptıktan
sonra TSİ 01:00’de İpsala gümrüğüne ulaştık. Saatlerimizi bir saat ileri aldık,
aynı gece Yunanistan’da da saatler ileri alındı. Gümrükte Türk tarafında, ilk
kez bagaj kontrolü yapıldı. Vee İstanbul’dayız.
Yorumlar
Yorum Gönder